2 Ağustos 2011 Salı

Sorunlu Avrupa ülkeleri ve TCMB

28 Temmuz'da TCMB yılın 3. Enflasyon Raporu'nu açıkladı ve Başkan Başçı basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Bu açıklamalarda doğrudan piyasa üzerinde etkisi olmayan, ancak önümüzdeki dönemde TCMB’nin faiz politikası üzerinde önemli olabilecek bazı noktalar da yer alıyor.

Hatırlanacağı üzere dün Başçı, yeniden faiz artırımı ihtimalinin 3 ay önceye göre azaldığını belirterek, şu anda faizde ilave bir artış öngörmediklerini ve yıl sonuna kadar sabit faiz şeklinde bir varsayım verdiklerini belirtmişti. Bu açıklamanın ardından tahvil faizlerinde gördüğümüz gerileme sürüyor.

Bundan sonrası için ise TCMB, risklerin Türkiye’den ziyade global gelişmelerden kaynaklanacağı inancını taşıyor. Özellikle AB içindeki sorunların TCMB’yi daha temkinli bir duruşa ittiği gerçek. Avrupa ile ilgili olarak Başçı’nın ifadeleri aşağıda yer alıyor:

Risk priminin ikiye ayrıldığını ifade eden Başcı, şunları kaydetti: ''Bir tanesi kredi sigorta primi. Bir ülke borcunu ödeyemezse ben öderim diye birisi size sigorta satıyor. Onun primi ne kadar. Dolayısıyla o ülkenin bir anlamda borcunu ödememe ihtimalini fiyatlayan bir şey. Buna CDS deniyor. Bir de spreadler var, bu ülkenin ödediği faizle Almanya'nın ödediği faiz arasındaki fark. Artık bundan sonra spreadlere bakacağız, çünkü kredi sigorta primleri anlamını yavaş yavaş kaybetti. CDS'ler biraz daha düşükten fiyatlanmaya başlanacaklar.

Fakat spreadler o kadar çok düşmedi. Spreadlerin ilgili ülkelerde istihdam üzerinde etkisi olacak. Bunlar yavaş yavaş değişebilir, bozulabilir, iyileşebilir. Bizde araçlarla kredileri sıkılaştırmaya devam ederiz. Bozula da bilir. Ya yavaş yavaş bozulur, ya hızla bozulur. Hızlı bozulursa bozulmanın hızına bağlı olarak gerekirse ara kararla Türkiye'yi rahatlatabiliriz. Bu bulaşma riskinin Türkiye'ye bulaşmaması için gerekeni hemen vakit geçirmeden alabiliriz. Ümit ediyoruz ki Avrupa'da işler iyiye gitsin.''

Aşağıdaki ilk grafikte sorunlu Avrupa ülke CDS’lerinin Haziran ayı başından bu yana performanslarını gösteriyoruz. Yunanistan’ın CDS’i çok yüksek olduğu için nominal seviyesi anlamını kaybetmiş durumda, bu yüzden performanslara bakmak daha bilgilendirici. Buna göre bu dönemde İtalya (turuncu) ve İspanya’nın (kırmızı) CDS’lerinin diğer sorunlu ülkelere göre daha kötü bir performans gösterdiği görülüyor.

Öte yandan aşağıdaki 2. grafikte, aynı dönem için, sorunlu ülkelerin 10 yıllık tahvillerinin faizi ile Avrupa’da benchmark kabul edilen 10 yıllık Alman tahvil faizi arasındaki farkı gösteriyoruz. Buna göre son dönemde, kurtarma paketinin de etkisiyle, Yunan-Alman getiri farkı azalırken, İtalya ve İspanya’nın Almanya ile farkları açılıyor. Ancak bu aşamada bu farklar, yardım almak zorunda kalmış ülkelerin çok altında. Yani piyasa henüz bu olasılığın İtalya-İspanya için yüksek olduğunu fiyatlamıyor.

Ancak bu farkın açılması ve %5-7 aralığına çıkması durumunda piyasalarda işler çok karışacaktır. Böyle bir durumda ise TCMB’nin parasal gevşemeye dönmesi ciddi anlamda gündeme gelecektir. Bu nedenle önümüzdeki dönemde bu farkları çok daha yakından izlemek gerekiyor.






Hiç yorum yok: