12 Ağustos 2011 Cuma

Altın - Alalım mı satalım mı?

2010 yılı ortasından bu yana altın fiyatında görülen artış, son aylarda ivme kazandı. Geriye dönüp baktığımızda, altın fiyatının artması için gerçekten de gerekli tüm koşulların sağlandığını görüyoruz. Bu notta, altın fiyatının üzerinde etkili olan faktörlerin şu anki durumunu ve bundan sonraki beklentilerimi özetliyorum. Altın fiyatında kısa vadede aşağı yönlü bir seyir görsek bile mevcut risklerin boyutunu düşündüğümüzde, bu düzeltmenin ardından altın fiyatındaki yükselişin devam etmesi daha yüksek olasılık...

Aşağıda altının son 13 yıllık getirisi yer alıyor. Buna göre altın fiyatında 2001 yılı milat kabul edilebilir. Bundan önceki dönemde $400 civarında dalgalanan altın fiyatı, 11 Eylül 2001 saldırısının ardından yükselmeye başladı. Bu yükselişte FED’in piyasalara ekstra likidite sağlamaya başlaması ve global terörün önemli bir risk olarak görülmesi etkili oldu. Artan USD likiditesi ise bu kez enflasyon kaygılarını artırarak altın fiyatındaki yükseliş eğiliminin korunmasına yol açtı. Buna göre 2001-2007 arasında altın yatırımcısına toplam %134 kazandırdı, ancak 2008-2011 arasındaki getiri %175 ile bunu aştı.

Yıl      Yıllık Getiri

1999      %0
2000      -%5
2001      %2
2002      %25
2003      %19
2004      %6
2005      %18
2006      %23
2007      %31
2008      %6
2009      %24
2010      %30
2011      %23

2008 krizi sonrasında rekor seviyelere yükselen global likidite ortamı ise risk iştahını artırırken, tüm çabalara rağmen azalmayan riskler nedeniyle altın fiyatındaki artış da sürdü. FED’in parasal genişleme hamleleri ise altının sürekli yeni zirveler görmesine yol açtı. Aşağıdaki grafikte turuncu çizgi altın fiyatını, lacivert çizgi ise FED bilanço büyüklüğü gösteriyor. Görüldüğü üzere FED bilançosunu büyüttükçe altın fiyatı da artıyor. Halihazırda FED’in 3. tur parasal genişlemeye gitme olasılığının tartışıldığını hatırlatayım.


Son dönemde ise altın, diğer emtialardan ayrı bir seyir izliyor. Global büyümenin, daha önce düşünülen ölçüde olmayacağı beklentilerinin güçlenmesi nedeniyle, özellikle sanayi talebinin yüksek olduğu emtialarda satış eğilimi baskın durumda. Aşağıdaki grafikte turuncu çizgi altın fiyatını, mavi çizgi ise CRB emtia endeksini gösteriyor. Buna göre altın ile emtialar arasındaki makas son aylarda çok açık seyrediyor. 


Altın ile diğer emtialar arasındaki bu ayrışmanın sebebi temelde risk algılamasının çok artmış olması. Aşağıdaki grafikte turuncu çizgi altın fiyatını, siyah çizgi ise Citibank tarafından hazırlanan global risk iştahı endeksini gösteriyor. 0 ile 1 arasında hareket eden risk iştahı endeksinin 1’e yaklaşması, yatırımcıların riskten kaçınma eğilimi içinde olduklarını anlamına gelir. Önceki aylarda altın ile bu endeks arasındaki korelasyon çok güçlü değil, ancak Temmuz ayından itibaren bu ilişki çok güçleniyor. Buna bakarak iki sonuç çıkarmak mümkün:

  1. Risk algılaması azaldığı taktirde altın fiyatında ciddi bir düşüş görülecek 
  2. Bu ilişki önceki dönemde bu kadar güçlü seyretmediyse, fiyatlamada sadece riskler değil panik alımlar da etkili olabilir.

Buraya kadar aktardıklarımızı özetleyelim: Altın, likiditedeki müthiş artış ve son dönemdeki kaygılar ile diğer emtialardan çok ayrı bir seyir izliyor. Global büyümedeki yavaşlama ve panik havasının yatışması durumunda altın fiyatı da düşecek. Ancak bu kısa vadeli bir düzeltme olacak, çünkü global likidite şartları önümüzdeki dönemde altın lehine olacak.

Peki kısa vadede altında beklediğimiz satış kimden gelecek? Altına olan talep sadece kurumsal yatırımcılardan gelmiyor ama fiyatlar üzerinde fiziksel talepten çok daha etkili. Aşağıdaki grafikte turuncu çizgi altın fiyatını, siyah çizgi ise ETF’lerin altın stoklarını gösteriyor. Son dönemdeki yükseliş gayet net şekilde fiziksel değil ama kurumsal talepten kaynaklanmış. Bu durumda, neredeyse herkesin aynı yönde olduğu altında, kurumsal yatırımcıların kar satışına gitmeleri, ya da bazı ülke merkez bankalarının satış yapması bu pozisyonların hızla kapatılmasına neden olabilir. Ancak bu satışların tekrar karşılanması ile altının orta-uzun vadede yukarı yönlü seyrine devam etmesini bekliyorum.

Hiç yorum yok: